Ulu Çınar’ın Ardından Sevgi, Vefa, Sergi…
Cemal Güvenç

“Suluboya tekniğinin duayeni,açık hava ressamı CEMAL GÜVENÇ’i bir yıl önce 88 yaşında ,bütün ömrünü sanatın içinde ve sanat tutkusuyla geçirmiş olarak sonsuz yolculuğuna uğurladık..

Kurucusu ve Onursal Başkanı olduğu Suluboya Ressamları Grubu 44.kuruluş yılı geleneksel karma sergisini Usta’nın anısına gerçekleştirdi..

Sanatçımızın aramızdan ayrılışının birinci yılında,Oğlu UĞUR GÜVENÇ ile anılarını yadederek söyleştik..

Grubun Başkanı Mimar NİLGÜN TAN ve Yöneticilerinden CEYDA ÇOKSEZEN de bu anlamlı sohbetimize katılarak duygu ve düşüncelerini paylaştılar..

Benim de unutamadığım pek çok duygusal paylaşım ve anılarımın olduğu Ustayı hep birlikte,özlemle,sevgiyle,saygıyla,rahmetle andık…”

S.Sancak-Sayın Uğur Güvenç, Babanız Cemal Güvenç'i sizden dinleyebilirmiyiz?
U.Güvenç-Her zaman oğlu olmanın onuru ve gururunu taşıdığım Babam Cemal Güvenç,Başöğretmen bir babanın beş çocuğundan sanata gönül vermiş ortancasıdır.1925 Yılında Diyarbakır’da doğmuş,çevresinde resimle ilgili hiç kimse olmamasına rağmen ağbisinin okuldan kalan artık boyaları ile resim yapmaya başlamış, liseden mezun olunca ilk defa geldiği Ankara’da Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Resim Bölümü sınavlarını derece ile kazanarak yatılı okumuştur.

Cemal Güvenç başta iyi bir aile babası olmuştur. İki erkek çocuğuna iyi bir gelecek sağlamak için elinden geleni yapmıştır.
Öğretmen Cemal Güvenç; Resim sanatının seviyesinin belli olduğu ülkemiz insanlarına resim tutkusunu aşılamak, tanıtmak ve sevdirmek için anaokulundan liseye kadar binlerce öğrenciye hoşgörü ve sabırla resim yapmayı öğretmiştir.

Sanatçı Cemal Güvenç ise,88 yılın 80 yılını resim ve sanatla dolu dolu yaşamış, kendini geliştirmiş, yokluklar içinde sanatçı olarak mücadelesini vermiş bir açık hava ressamıdır. Kendi bildiği yolda yılmadan ilerlemiş, araştırmış, çalışmış ve devamlı üretmiştir. Sanatı sanat için yapmıştır. İlk yıllarda yağlıboya tekniği kullanan ve 1950’li yılların ortasından sonra suluboyaya ağırlık veren Ressam Cemal GÜVENÇ, 1970 yılında kurulan Suluboya Ressamları Grubunun kurucu üyelerindendir.

S.Sancak-Çocukluk yıllarınızda sanat,yaşamınızda nasıl yeraldı?
U.Güvenç-Çocukken uzun yaz tatilleri yapar,değişik yerler görürdük. Babam bu tatillerde suluboya resim yapmak için evden ayrılır ve doğada çalışırdı.. Babamın çantasını taşıyıp resim yapmasını izlemek benim için çok keyifliydi. Mutlaka bana da bir kağıt, fırça ve boya verir benim de resim yapmamı isterdi.Beni bu konuda devamlı teşvik etmiş ve teknik hakkında bilgiler vermiştir.Bende hep iyi resim yapan bir öğrenci olmama rağmen bunu sürdüremedim,resim yapmaya zaman ayıramadım..

S.Sancak-Duayen sanatçımızın size bıraktığı genetik miras var mı?
U.Güvenç-Sadece genetik yetenek değil,kompozisyon, perspektif, ışık, gölge, çizim ve renk bilgilerini de çocuk yaşlardan itibaren babamdan öğrendim. Babam aynı zamanda Ankara Gazi Lisesi’nde resim öğretmenim olmuştu. Sınıfta kendisine nasıl hitap edeceğimi devamlı şaşırıyordum. Ama notlarım çok iyi idi. Hatta resmi iyi olmayan arkadaşlarıma yardım edip onların da yüksek not almalarına yardımcı olurdum. Ancak yaşadığım hayatta bu sanata daha uzun zaman ayıramadım.

Dedesinin genetik mirası Oğlum Erdem’e de geçmişti. Çok küçük yaşlarda bizleri şaşırtan resimler yapıyordu. Başta Mustafa Ayaz Müzesi’nde burslu resim eğitimi aldı ve daha sonra yetenek sınavı ile Ankara Güzel Sanatlar Anadolu Lisesi resim bölümünü kazandı. Dedesinin yolunda ilerlemeye devam ediyor ve resim yapmaktan büyük zevk alıyor..Umarım babamın ışığı yolunu aydınlatır ve izinden kararlı ve istikrarlı yürür..

S.Sancak-Babanız olarak Cemal Güvenç ile ne çok yaşanmışlıklar,anılar vardır..Geriye dönüp baktığınızda sizi en çok etkileyen olay,anı,duygu ve düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız..
U.Güvenç-Orta halli bir aile olarak 1973 yılında maddi yetersizlik içindeydik, babam o sene tatile çıkamayacağımızı bildirmişti. Oysa tatilsiz ve denizsiz bir yılımız hiç olmamıştı..Hepimiz gerçekten büyük bir hayal kırıklığına uğramış ancak durumu da kabullenmiştik. Babam bir gün eve heyecanla geldi ve 34. Devlet Resim ve Heykel Sergisi Suluboya başarı ödülünü kazandığını söyledi. Ödül alan resim Kültür Bakanlığı tarafından satınalınmış ve tatil paramıza kavuşmuştuk..Bu sayede o yıl çok güzel bir tatil yapabilmiştik..
Ülkemizde bu teknikte ödül alan tek ve son sanatçıdır.

S.Sancak-Gelecek nesillere mirasının kalması ve genç sanatçıların,öğrencilerin yararlanması amacıyla,sanatını ve hatıralarını canlı tutmak için neler yapıyorsunuz..
U.Güvenç- Cemal Güvenç’in eserleri baştaT. İş bankası ve T.C Ziraat Bankası olmak üzere çeşitli bankaların ve kuruluşların koleksiyonlarında yeralmaktadır.Büyük bir titizlikle arşivleyip muhafaza ettiğimiz eserlerinin bir kısmı henüz hiç sergilenmemiştir.Cemal Güvenç’in unutulmaması amacıyla her iki senede bir sergi açmayı planlıyoruz.

Kültür Bakanlığı,babamın adına bir kitap hazırlığı içinde ve bizden de materyal talebinde bulundu.Bu bizi çok mutlu eden bir gelişmedir.
Bunlara ilaveten,bilgilerinin ve eserlerinin internet ortamında paylaşılması ve sanatseverlerin,ressamların,öğrencilerin yararlanabilmesini teminen Ressam Cemal Güvenç adıyla bir web sayfası hazırlanıyor..Cemal Güvenç’in sanat anlayışının farklı dönemlerini yansıtan,farklı anlayış ve yaklaşımlarla yaptığı karakalem, yağlıboya ve suluboya eserleri bu sitede yer alacak.

Suluboya Ressamları Grubunun 3 Mart 2014 tarihinde açacağı sergi Cemal Güvenç Anısına açılacaktır. Bugüne kadar grubunun onursal başkanı olan babamın anısına açılacak sergi bir yerde ahde vefa örneği olarak bizleri oldukça duygulandırmıştır. Başta grubun yöneticileri olmak üzere grup üyelerine teşekkürlerimi sunuyorum.

S.Sancak-Evet,söyleşimizde aramızda bulunan Grubun başkanı Mimar Nilgün Tan’a bu serginin anlamı ve Cemal Güvenç’in ardından duygu ve düşüncelerini soralım..Neler söylemek istersiniz Sevgili Nilgün Tan?
N. Tan:Cemal Güvenç Hocamızın grubumuz içinde çok özel bir yeri vardır.Sekiz kurucu üyemizden bizlere en uzun süre önder olan, daima destekleyen ve hep yanımızda yeralan isimdir. 2005 yılında grup üyeleri tarafından " Onursal Başkan" olarak kabul edilmiştir. Suluboya Ressamları Grubu olarak 03-21 Mart 2014 tarihleri arasında Ankara'da Ziraat Kuğulu Sanat Galerisi'nde düzenlediğimiz karma sergiyi; bizler için çok değerli Onursal Başkanımız, üstadımız, hocamız " Cemal GÜVENÇ Anısına " gerçekleştiriyoruz.Bu anlamlı sergiyi Ziraat Bankası'nın basımını üstlendiği kapsamlı bir katalog ile sanat camiasına sunuyoruz. Grubumuzun önderi, pek çok kişinin sevgili öğretmeni Cemal Hocamızı, aramızdan ayrılan fakat eserleriyle daima aramızda yaşayan çok değerli kurucu üyelerimizin yanına uğurladık.Suluboya Ressamları Grubunun kurucu üstadlarını saygıyla anıyoruz.

S.Sancak-Ustayı temsilen Oğlu Uğur Güvenç ile anılarını yadettiğimiz bu güzel söyleşimizde, bir diğer konuğumuz da yine Grubun yöneticilerinden ve bu anlamlı sergide çok emeği geçen Ceyda Çoksezen..
Sevgili Ceyda Çoksezen,öğrencisi olduğunuz Cemal Güvenç hakkındaki duygu ve düşüncelerinizi paylaşırmısınız bizlerle..
C.Çoksezen: Cemal Güvenç hocam ile1992 yılında Nüzhet İslimyeli atölyesinde karşılaşmıştık.Öğretmen kimliği ve eleştirileri ile hatırlayacağım kendisini.O gün atölyede çalışmakta olduğum resmin bir yerini eleştirmiş,hatamı görmemi sağlamıştı.Her iki değerli hocamın sanat sohbetlerini dinleyerek çalışmamı sürdürmüştüm.Ara ara çalışmama göz atıyordu.Ama Nüzhet hocam çok mutlu değildi bu durumdan...ben de öğretmenim, bilirim öğrencisini paylaşmak istemez insan...O sessiz çatışmayı ve Cemal Hocamın ayrılırken kısaca,tamam artık dokunma kirlenmesin dediğini,o anki heyecanımı hala unutamam..

Hocamla son yıllarda zaman zaman telefonla konuşurduk.Bizleri evine davet eder,güzel kahve yaparım bilirsiniz derdi.Ziyaretlerimizdeki heyecanını,resimlerini arşivlediği dosyalarını bize getirip paylaşmasını unutamayız.Doğadan yaptığı resimlerin yerleri ve oradaki anıları da süslerdi sohbetlerimizi.TED Kolejinde öğretmen iken.etüd saatlerinde yaptığı çocuk portreleri çok anlamlı ve çok güzeldir..Anısına düzenlediğimiz bu sergide o portrelerden de olmasını rica ettik Uğur Güvenç Bey’den.Bizi kırmadılar.CANAY adlı bu güzel portreyi sergimizde izleyen sanatseverler bir öğretmenin, o öğrencilerin hayatına örnek olarak nasıl dokunduğunu,bu dokunuşla sanat dünyasında nasıl iz bıraktığını anlayacaklardır.

Sizi hiç unutmıyacagız Hocam..

S.Sancak:IŞIĞIN BOL OLSUN ULU ÇINAR…